“Kusursuz Sanat ilgimi çekmiyor ” yazmıştım.
Aslında “kusursuzluk” ilgimi çekmiyor. Sanat kavramının ” insansız ” var olması olanaksız olduğuna göre sanatta kusursuzluk sorgusunun varacağı yer, “insan’dan” uzaklaşıyor.
Üst düzey gerçeklikte; bu işin virtüözünün içerik üretiminin , ” zayıflığına ” tanık oluyoruz.
Taklit edilenin fotoğraf makinası olduğu düşünülünce (keza makine “an” yakalar.) an’a ait görüntünün kusursuzluğuna tanık oluruz.
Gözün görebildiğinden kusursuz, an’ın uçuculuğundan uzak , heyecanın değişkenliği < dondurulmuş..>
Oysa , Sanatın temel yapısı , yapıtın nasıl üretildiğinden de öte, kullanılan malzemenin sunduğu değişkenliğin gücüne yaslanır.
Boya , bir başka boya ile buluşurken rengi yansır, dokusu sürpriz yapar ışıkta değişir , ” hareket üretir “.
Eserin sonlanması genelde Sanatçı’nın kontrolünde değildir.
Yarımdır , kusurludur.., ” iyi bir sanat eseri ” teknik beceri ile yetinemez.
Çünkü İşin içine sanatçının ruhu girmiş , artık kusursuzlukla yetinemeyecek bir süreç başlamıştır.
Sanatsal yaratıcılığın gücü insana ait izlerden arınmamış bir eserde belirgindir ve kusursuzluk sunamaz.
Soner Göksay / mindonart / 2019
Got something to say? Go for it!