Francis Bacon Atölyesinde.
…’in anlayacağı gibi anlatayım ;
Çok titiz ya da çok pasaklı ama özgün bir teknik ister.
Özgün teknik , geliştirilmiş ya da içten gelen bir yetenek olabilir.(Sanat Malzemeye “bağımlı” değildir.)
…
Taklit edilememeli, yeniden üretilememelidir.
Gerçek özgünlüğün içtenlik ile ilişkisi nedeni ile bu mümkün değildir.
…..
Tasarımı birikimdir.Bu birikim yaşanmışlıktır.Olumlu ya da olumsuz deneyimler içerebilir.
….
Özgünlüğün deşilmesi sürecine kadar , plastik sanatlar alfabesini öğrenmek ve düşünce bilimine yakın olmak ihtiyacı vardır.
…..
Bir tasarım aracı ile önüne konmuş görselin kopyası değildir.
Mesai ile çalışılamaz.
……
Tamamen bozulma , ve yok olma riski ile sanatçıya sıkıntı yaşatma ya da boşlukta yakaladığından zafer elde etme keyfini yaşatabilir.
……
Gerçek nesnel imgelerin kopyası sanatçının tuvaline girerken özgün yorum süzgeci ile yeni bir dil kazanırlar.
…..
Sanatçılar işlerinden ön planda değildirler.
…..
Sanat hobi değildir.Sanatçı kimliği doğuştan vardır,biçimlenir.
….
Yatatıcılık ve virtüözlük bir ürünün sanat ürünü olup olmadığı konusunda belirleyicidir.
……
Sanatçı kendi içinde devinir.Yaşamı boyunca sanatındaki keşif , zafer ya da yıkımları izlenebilir.
……
Sanatçı fırça tutuşundan , imzasına kadar analiz edilebilir.
……
Sanat yelpazesi altında sanat ürettiği düşünülen çok az sayıda sanatçı vardır.Diğerleri, hobilerini geliştirmiş kişiler , zenaatkarlar, yaptıklarını satma becerisi olanlar ya da günün teknolojisini ortalama becerilerine ekleyebilenlerdir.
….
Herşey bir kalem ile başlar.Desen geçmişi ya da üretimi ,desen izi olmayan sanatçı olmaz.
kalfa / mindonart / 2020
Paylaştığın düşüncelerinle ilgili birşeyler: ……………………..Evet, taklit edilememeli,;yeniden üretilememeli… Zaten hayatın estetik hali olduğundan sanat ise edielemez de.
Her canlı özgündür, tektir; ama gerçek sanatçı ile sıradan biri; ya da-daha doğrusu-zanaatkar olanla arasındaki fark o milyarlarca biricik olan insan arasında gerçek özgünlüğün içtenlik ile ilişki kurabilmesinden kaynaklanır. İstese de aynı şeyi tekrarlamaz; her anı farklıdır ve güzellik bundan gelir…Ve-tabii ki-o tekrarlardan mutlu olmaz…Zanaatçı sistematik olarak öğrendiği şeyleri tekrarlar. Onların çok azı bir başka yoldan gitmeyi düşünür, buna kalkışır, ihtiyacını duyar…Tek olmak zordur; ama özgürlüktür…
Tasarım ilk bakışta bir şeye başkalarına benzemeyen, ilişki kurmak için bazı özellikler gerektiren birikimdir. Bu birikim yaşanmışlıktır..Olumlu ya da olumsuz deneyimler içerir…Ama -tabii ki o ayrı yollarda dolaşma özgürlüğünün görülebilmesini ister. Bunun için içindekini hissettiklerini sanatıyla yansıtabilmek için tekniğe, bilgiye, ustalığa ihtiyacı vardır…Düşünsenize herkes güzel bir gün batımında balıkçı teknelerinin görüntüsünün ,akşam güneşialtında hafif hafif çırpındığı deniz görmüştür. Filmde, fotoğrafta ya da doğada; ama bunu bir tabloda canlandıramaz. Sanatçı hem bunu yapar, hem o tabloda o anki iç dünyasını saklar…Öyle bir tabloya bakarsınız ve belli bir mesafeden bakınca gerçek gibi görünen o renk ve ışık oyunlarını, teknelerin suda yansıdığı izlenimi veren fırça darbeleri ve boyaların farkına varırsınız…Yakından görülüşüne ‘çok saçma!’ diye tepki gösterdiğiniz o vuruşların nasıl olup da gerçeği gibi göründüğüne şaşarsınız…İşte orada tekniği, el ustalığı devrededir…Sanatını destekleyen el becerisini, teknik bilgisini görürsünüz…Biri sizin için iki boyutlu bir düzlemde üçüncü, dördüncü boyutları yaratmıştır….
Evet şte bu nedenle “Özgünlüğün deşilmesi sürecine kadar , plastik sanatlar alfabesini öğrenmek ve düşünce bilimine yakın olmak ihtiyacı vardır.” sözü çok doğru…
Sanatçının yaşadığı yalnızlık (loneliness)değil, birbaşınalık(Solitude) gerçeğidir. Bir tasarım aracı ile önüne konmuş görselin kopyası değildir. Bu bir seçim olmadan önce doğuştan gelir, sonra tercih olur..Farkı da bu yaratır…
Mesai ile çalışılamaz.
Suat Gümrükçü
BeğenLiked by 1 kişi